“İnsanlık, çocuklara vermek zorunda olduğu şeylerin en iyisini verme yükümlülüğü altındadır… Çocukların özgür ve onurlu bir ortamda fiziksel, zihinsel, ahlaksal, ruhsal ve sosyal bakımlardan sağlıklı ve normal bir biçimde gelişmelerini sağlamak için, onlara, yasalarla ve diğer araçlarla, sosyal koruma sağlanmalı, gerekli fırsat ve kolaylıklar sunulmalıdır… Çocuklar her türlü ihmale, acımasızlığa ve sömürüye karşı korunacaktır…” BM. Çocuk Hakları Sözleşmesi “ Kutu kutu pense, elmamı……” ,“ …önüm, arkam, sağım, solum……” bu tekerlemeleri hatırlıyor musunuz. Sokaklarda çınlayan bu sesler… çocuk sesleri. Geleceğimizin teminatı, varoluş sebebimiz, umudumuz, yaşama umudumuz, sorumluluğumuz… Çocuklarımız.
Gelişen teknoloji ve bilim sayesinde daha iyi şartlarda yetiştirmeye çalıştığımız çocuklarımız, 16.yy dan beri ucuz işgücü olarak anılan bir grup. Dünya tarafından tanınması ise 1900’lü yılların başında Amerikalı fotoğrafçı Lewis HINE tarafından hazırlanan “ Çocuk İşçiler “ adlı çalışmayla başlamıştır. Endustri devrimi döneminde, kimsesiz çocuklar yurtlardan alınıp maden ocaklarında ve fabrikalarda çalıştırılırmış. Daha fazlasını oku